24 Ağustos 2013 Cumartesi

Borçlunun temerrüdü nedir ?

HUKUKA GİRİŞ YARDIMI  ( 1 )

Size hukuka giriş dersiyle ilgili izlenimlerimi ve öğrendiklerimi içeren ilk pdf dosya dizisini yayımlıyorum . Bu ilk dizide on soru halinde anlatacaklarım olacak . Her konuyu değişik bir yazı türüyle yazmayı deneyeceğim . Bu dizinin içerisinde benden şeyler de bulacaksınız . Umarım sizlere faydalı olur …

Konu – 1 : Borçlunun temerrüdü nedir ?

BORÇLUYUM DİYORSAN …


Borçlu olmak ile ilgili bilgilerimi sunuyorum … Dikkat !!!
Temerrüt nedir ?
Bir borç ilişkisi düşünün . Adam balıkçıdan balık alıyor diyelim ki …
Balığı aldık … Fakat parasını ödemedik . Ne olur durum ?
Olan şudur : Vadesi gelmiş bir borç , yani muaccel olmuş bir borç , ödenmesi mümkün iken ödenmiyorsa ve yapılan ihtara karşılık yine de borcun ödenmemesinde ısrar ediliyorsa işte o zaman borçlar kanununa göre kişi temerrüde düşmüştür . Yani direngen hale …
Balıkçıdan balık almış olabiliriz . Ama parasını zamanında , ihtara  karşılık ödemiyorsak bu , borçlunun temerrüdü yani bizim temerrüdümüz demektir .
Borç sadece para olmaz . Hukuki anlamda borç , yüklendiğimiz edimden doğan bir ilişkidir . Yani bir şeyi teslim etmek de , satıcı için , borçtur ; işçinin gereken hizmeti yapması da bir borçtur .
Önemli olan borcun , yüklenilmiş bir edimin neticesinde ortaya çıkmasıdır .
Bakkaldan un aldınız . Parasını ödemediniz . Aldığınız unun karşılığında size bir yük düşmektedir . Onun parasını ödemek … Bunu yerine getirmezseniz ardından  bakkal da size borcunuzu ödeyin diye ihtar eder fakat yine de bu harekette ısrar ederseniz direngen hale girmiş olursunuz .
Yorum : Bu konuda borçlar kanunu gerekli hükümleri içerir . Borçlar kanunu , mesela , 23. maddesinde ahlaka aykırı muamelelerin hükümsüz olduğunu söyler . Borçlar kanunu , medeni kanun gibi bir hukuki düzenlemedir . Bizim gibi yazılı hukuk kuralları ile işleyen hukuk sistemlerinin hükümlerini ancak yazılı kaynaklarda bulabiliriz .
Konuya devam edelim . Borçlar kanununa göre elbette bu temerrüt halinin birtakım sonuçları vardır . Bunları bir başka pdf dosyasında işleyeceğim .
Diyelim ki bir fabrika buğday siparişi verdi . Fakat demin söylediğim sonuç ortaya çıktı . Yani temerrüt oldu . Bu durum da elbette hukuki yaptırıma tabidir .
Size tavsiyem sakın borcunuzu aksatmayın . Bu durum eften püften bir şey değil çünkü .

Bilinmeyenler :

Muaccel borç : Vadesi ya da ödeme zamanı gelmiş olan borç .
İhtar : Halk dilinde protesto çekmek olarak da söylenir . Yani alacaklının sözlü veya yazılı olarak borçluyu uyarması olarak tarif edilebilir  .
Edim : Borç ilişkisinde yapılması konusunda üzerimize düşen eylem biçimi .
02.10.2008 02:32
E postam : dussunce@yahoo.com

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir şahıs …

ALLAH ‘ A İMANIN ÖZELLİKLERİ

ALLAH ‘ A İMANIN ÖZELLİKLERİ

Allah ‘ a iman Allah ‘ ın sıfatlarına imanı da ihtiva eder .
İlim : Allah ‘ın her şeyi bilmesi demektir .
Semi : Allah ‘ ın her şeyi işitmesi demektir .
Basar : Allah ‘ ın her şeyi görmesi demektir .
Allah ‘ ın varlığı kendindendir . Allah dilemedikçe bir yaprak bile kıpırdamaz . Allah her şeye şahittir . Konuşulan her şeyi işitir , şahittir . Yapılan her şeyi görür , şahittir .
Varlığı kendisindendir . Hiçbir şey onun yaratmasından uzak kalamaz . Allah kullarına zulmetmez . Ancak kullar kendilerine zulmederler .
“ Allah ‘ ı kim yarattı ? “ sorusu bizi ondan başka yaratıcı olmayacağı inancına götürür .
Psikoloji , kimya , fizik , matematik , jeoloji gibi bilimler üstün bir kudretin var olduğunu bize öğretir .
Allah ‘ a iman eden bir kişi onun semi ve basar sıfatlarını bilir , edebe aykırı şeylere meyletmez .
Yaratılanlar O ‘ na muhtaçtır . O ise hiçbir şeye muhtaç değildir .
Allah , üstün bir kudret sahibidir . Kudret ; güç demektir . Onun gücü her şeye yeter .
Ona hiçbir şey gizli kalmaz . O , her şeyi bilir .
Onun ortağı , eşi ve benzeri yoktur .
Allah , her yeri ilmiyle kuşatmıştır .
Allah , dilediğini yapar . Dilediğini yaratır . Bu bakımdan üstün bir irade sahibidir .
Akıllı insanlar , üstün bir kudretin varlığına her zaman inanırlar .
Allah , parçalara ayrılamayan ve parçalardan ibaret olmayan bir bütündür .
Allah , kalpleri ve duaları işitir ve duaları kabul eder . O , her yerde hazır ve nazır olarak bulunur .
25/11/11
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir zat – ı muhterem .

E – postam : dussunce@yahoo.com

İlginç bilgiler

Aguilar nedir ? : Madrid ‘ te 1923 yılında kurulan İspanyol kitapevi . Geniş bir neşriyatı vardır . Sanattan bilime , kartoğrafyadan çocuk yayınlarına kadar geniş bir yayın yelpazesi bulunur . Kurucusu 1888 yılında doğmuştur . Atlaslar ve dil ansiklopedisi gibi yayınları da mevcuttur .
Aguilar De Campoo nedir ? : İspanya ‘ da Valencia şehrinde , bir şehir . 1980 ‘ li yıllarda 2500 nüfusluydu . Roman üslubunda güzel bir dehlizle ilgisi vardır .
Aguilas : İspanya ‘ da bir şehir . Akdeniz kıyısındadır . 1980 ‘ li yıllarda 15200 nüfusluydu . Romalılardan kalma kaplıcalarla ilgisi vardır .
Ventura Ruiz Aguilera kimdir ? : İspanyol şairi . ( Doğumu Salamanca ) Liberalizmi savunan başarılı bir gazeteci oldu . Milli efsanelere yer veren lirik şiirler yazdı : Milli Yankılar ( 1854 ) .
Emilio Aguinaldo kimdir ? : İspanyol hükûmetine karşı ayaklananların ele başılarından biridir . Üniversitede okurken askerlik sanatına merak saldı . 1896 isyanına katıldı . İspanyollar kazandıkları başarılara rağmen Aguinaldo ile barış yoluna gittiler . İspanyol – ABD savaşı olunca Aguinaldo , ABD ile dostluk anlaşması yaptı ve bir ihtilal hükûmeti kurdurarak kendisini başkan ilan ettirdi . ABD , kendisinden adaları isteyince bu sefer onlarla mücadele etti . General Otis ‘ e yenildi . 1901 ‘ de ABD ‘ ne sadakat yemini etti . 1935 ‘ te başkan adayı oldu , seçimi kazanamadı . 2. Dünya Savaşı sırasında Japon hükûmetine girdi . 1945 ‘ te ABD tarafından hapsedildi . 1950 ‘ de başkan Quirino tarafından hükûmete girmeye davet edildi .
Agum : Babil ‘ de Kassit hanedanına üye olan iki kralın ismi . – Agum 2 : Tanrı Marduk ‘ u Babil ‘ e getiren kraldır .
Agung : İndonezya ‘ da bir volkan . Volkanik tepelerin en yükseği 3142 m. dir .
İgnacio Agusti kimdir ? : İspanyol bir yazar . Önce Katalonya dilini , sonraları Castilla dilini kullandı . Katalonya halkını anlatan bir dizi roman yazdı . 1944 ‘ ten 1957 ‘ ye kadar Destino dergisini yönetti .
Miguel Agusti kimdir ? : İspanyol bir yazar . Zıraatin sırları üzerine bir kitap yazdı ( Barselona , 1617 ) ve kitabın sonuna Latince , İspanyolca , Portekizce , İtalyanca ve Fransızca gibi dillere ait bir sözlük ekledi .
Âgûş veya âğuş : 1. Mecazi . Yatak . 2. Sığınılacak yer . 3. Kucak
Âgûş be âgûş : Kucak kucağa .
Âgûşunu açmak : Kucak açmak .
Derâgûş etmek : Kucaklamak .
Aguti : ( Brezilya ‘ da konuşulan Guarani dilinden gelmedir . ) Tavşan boyunda , kuyruğu ve kulakları kısa , arka ayaklarında üç parmak bulunan kemirici , küçük memeli .
Agutilerin bilinen 20 kadar türü vardır . Agutilerin veya altın tavşanların eti yenir . 50 cm. uzunluktadır . ( Guyana , Brezilya ve Peru ‘ da )
10.06.2012 04:55
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir cengaver .

E – postam : dussunce@yahoo.com

AHMET KARDEŞ İLE …

Konu : Ahmet Kaya , “ Saza niye gelmedin ? “ türküsünde gösterdiği başarıyı daha sonraları “ Beni vur “ gibi şarkılarda da göstermiştir . Ahmet Kaya ‘ nın Paris ‘ teki ölümü muammalı bir konu olarak kalmış ve de ölümü hakkında spekülasyonlar yapılmıştır . Ahmet Kaya ‘ nın “ Saza niye gelmedin ? “ türküsünü daha sonradan İbrahim Tatlıses yorumlamıştır . İbrahim Tatlıses ‘ e göre Ahmet Kaya bir ustadır .

AHMET KARDEŞ İLE …

Ahmet Kaya ‘ nın türkülerde gösterdiği başarı önemlidir … Niye mi ? Çünkü onu sevenler bu türkülerle onu anıyorlar .
Saza niye gelmedin / Söze niye gelmedin / Gündüz belli işim var / Gece niye gelmedin … Bu sözler bu türkünün deli bir aşkı anlattığını da doğrular kanımca . Herkes bu türküyü sevmeyebilir ama sonuçta bu türkü bir döneme damgasını vurmuştur . Aynı “ Yol ver dağlar “ da olduğu gibi .
“ Beni vur “ şarkısında Ahmet Kaya umutsuzluğunu dile getiriyor . Aslında Ahmet Kaya ‘ nın protest müzik yapmış olması onu hayran kitlesine kazandırmıştır . Onu sevenler tok sesini de sevmiş olabilirler .
Paris ‘ te öldüğü söyleniyordu . Maalesef muammalı ama o kadar da doğru . Çünkü Ahmet Kaya ‘ nın ölümüyle ilgili fotoğraflar basında yayımlanmış durumda . Onun için ölmedi dediler … Kimisi dedi ki “ O , kalplerde yaşıyor . “ Yok Abdullah Öcalan ‘ ın resmi önünde şarkı söylemiş ,…vs. Onun yaşamı hakkında yüz türlü laf vardır yani .
 Ahmet Kaya ‘ nın “ Saza niye gelmedin “ türküsünü İbrahim Tatlıses  söyledi sonradan . Türkünün bazı sözlerinde değişmeler olmuştu İbo o türküyü söylerken .
İbrahim Tatlıses , Ahmet Kaya için “ usta “ demektedir . Aslında bence İbrahim Tatlıses , türkücülükte Ahmet Kaya ‘ yı geçmektedir . Çünkü Ahmet Kaya ‘ dan daha yanık bir sesi var onun .
Ahmet Kaya , kendisini fazla övmez hayatında . Sanki yalnız kalmış gibidir o . Her şeye küskündür , her şey onun yalnızlığını göstermektedir ona göre . Bir şarkısında “ Siz benim neden sustuğumu bilemezsiniz / bilemezsiniz /… “ diyor o . O , neler çekmiştir sahiden ? !
Sürekli yalnızlıktan bahseder o . Hatta Can Dündar ‘ ın bir belgeselinde şöyle diyordu : “ Bazen lokantalarda yemek yiyenlere bakar özenirdim . “ Yani parasızdı kendisi . Ama müzik dünyasına çıktığı zaman kasetleri reklamsız binlerce adet satabilmişti de onun .
Peki Ahmet Kaya , neden kaçtı ? … Kendisine tepkili onlarca , yüzlerce insandan kaçtı o . Keşke kaçmasaydı da “ Gerekirse yargılanırım ve aklanırım . “ diyebilseydi . Belki böylesi daha iyi olurdu onun için .
6 Şub. 09

E – postam : dussunce@yahoo.com

Yazan : Tarık Tümlü ‘ nün duvardaki yankısı .

Agnostisizm

Agnostisizm : Yunanca agnostos ( bilinmeyen ) kelimesinden türemiştir . İnsan zekasının mutlak
varlığa ulaşamayacağını öne süren felsefe öğretisidir . 1869 ‘ da T. H. Huxley tarafından bu ad
konulmuştur .
Agnostisizm , varlığın ve nesnenin kendisinin insan zekası tarafından kavranılamayacağını söyler .
Bu yöndeki felsefe öğretilerinin toplamıdır . Mesela ; Berkeley ‘ in mutlak idealizmi , Hume ‘ un
kritisizmi , Avenarius ve Mach ‘ ın ampiriokritisizmi , Kant ‘ ın deneyüstü idealizmi , Spencer ve
Comte ‘ un pozitivizmi bu gruba girer . İster metafizik , ister din ister bilim yoluyla olsun mutlak
varlığa ulaşmayı inkar eden ve de insan bilgisinin bütün çabalarında başarısızlığa mahkum olduğunu
söyleyen bir öğretidir agnostisizm .
Bazı yönlerden İlkçağ şüpheciliğine yaklaşan bu akımda çelişkili durumlar da vardır . Metafizik ve
sezgiyle elde edilen bilgiye karşı çıktıktan sonra bilimin objektif ve gerçekçi yönünü de inkar eder bu
akım . Fakat bir eylem ( fiil ) ve ahlak ortaya koydukları zaman ( Kant ve Comte ‘ da olduğu gibi )
akıl dışı postülalara dayanmak ( postüla = bir tür önerme ) yani metafizik yapmak yolunu
tutabiliyorlar ve hiçbir temele dayanmadan varlık hakkında fikirler ileri sürebiliyorlar agnostisizmi
savunanlar . ( Comte ‘ un pozitivist dini , Berkeley ‘ in spiritüalist gerçekçiliği ve Kant ‘ ın önermeleri
örnek verilebilir . ) Bu çelişkili durumlar agnostisizmin yararlı sonuçlara ulaşmasını engeller .
21.05.2012 07:39:31
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir şair .
E – postam : dussunce@yahoo.com

20 Ağustos 2013 Salı

Sünni anlayışa göre namaz

Namazlar sünni mezheplere göre farz , vacip , sünnet ve müstahap nevilerine ayrılır .Namazların birtakım farzları , sünnetleri , vacipleri ve edepleri de vardır . Namazların mekruh ve müfsitleri de vardır . Sünni anlayışa göre her namazın mekruh ve müfsitlerden beri olması lazımdır .
Sabah namazı ; iki rekat sünnet , iki rekat farz ,
Öğle namazı ; dört rekat ilk sünnet , dört rekat farz ve iki rekat son sünnet ,
İkindi namazı ; dört rekat sünnet ve dört rekat farz ,
Akşam namazı ; üç rekat farz ve iki rekat sünnet ,
Yatsı namazı ; dört rekat ilk sünnet , dört rekat farz ve iki rekat son sünnetten meydana gelir .
Vitir namazı üç rekattır . Bayram namazları ikişer rekattır . Teravih namazı yirmi rekattır . Nafile namazlar ise en az ikişer rekattır .

Dürkânîler , dürmek , dürme , dürülmek ve dürülünün anlamları

Dürkânîler : Gürçâni boyundan Büluç klanıdır . Büluç dilini konuşurlar .
Dürme : Lahana demektir .
Dürmek : Eski Türkçe " türmek " ten gelir . Silindir biçimini alacak şekilde kıvırmak , sarmak , devşirmek demektir . Bir diğer anlamı da katlamaktır . " Ana , mendilimi düremiyorum . ( Halk türküsü ) " 
Defterini dürmek : Defterle ilgilidir .
Dürülmek : Dürme işine konu olmak , kıvrılmak , sarılmak .
Dürülü : Kıvrılmış , sarılmış . 

18 Ağustos 2013 Pazar

ABDESTİN SÜNNİ MEZHEPLERDEKİ DURUMU

ABDESTİN SÜNNİ MEZHEPLERDEKİ DURUMU
· Abdest , sünni mezheplere göre namaz kılmak için alınan ve yapılan bir temizliktir .
· Abdest , maddi ve manevi kirlerden kişiyi arındırır .
· Abdest nasıl alınır ? :
· Önce besmele çekilir , abdeste niyet edilir .
· Eller , dirseğe kadar ve dirsek de dahil olmak üzere yıkanır .
· Baş meshedilir .
· Ayaklar yıkanır .
· Yüz yıkanır .
· Namaz sırasında uyumak abdesti bozmaz .
· Ağlamak abdesti bozmaz .
· Kanın , damla halinde durması ve olduğu yerde kalması abdesti bozmaz .
· Delirmek , sarhoş olmak , uyumak abdesti bozar .
· Vücudun ön ve arka taraflarından birinden ( kan , irin , sidik , yellenme ,..vb. ) sıvı ya da katı bir
şeyler çıkması abdesti bozar .
· Tırnakların boyalı olması abdeste mani olur .
· Abdestli olanın tırnağı kesmesi durumunda abdest bozulmaz .
ABDESTİN SÜNNETLERİ
· Besmele ile başlamak
· Niyet etmek
· Burnu yıkamak
· Dişleri ovalamak
ABDESTİN EDEPLERİ
· Abdesti kendisi almak
· Abdest suyunu ziyan etmemek
· Abdest sırasında konuşmamak
· Abdestsiz namaz kılınmaz .
· Abdestsiz Kuran dinlenebilir .
· Çalışan kesimin elleri boyalı olsa da bu abdeste mani olmaz .
· Otururken uyumak abdesti bozmaz .
· Kadın vücuduna dokunmak abdesti bozmaz .
· Vücuttan çıkan meni ile abdest bozulur .
· Abdest , maddi ve manevi kirlerin temizlenmesi için bir araçtır .
05.11.2011 03:42:17
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim adamı
E – postam : dussunce@yahoo.com

ABBADÎLERİN YAŞAM MÜCADELESİ

ABBADÎLERİN YAŞAM MÜCADELESİ
Abbadîler ya da Abbadoğulları .....
Nedir bu mesele ? ……
Abbadoğullarının atası Abbad ‘ dır .
11. yy. da var olmuştur .
Kurtuba ‘ da hüküm sürmüş bir Arap hanedanının adıdır Abbadoğulları .
İşbiliye veya Sevilla bölgesinde Emevi halifeliği çöktükten sonra çıkan devleti bu hanedan
yönetir .
Birinci hükümdarı 1. Muhammed ( bin İsmail ) ‘ dir ( 1024-1042)
İkinci hükümdarı bu 1. Muhammed ‘ in oğlu olan Ebul Amr Abbad ‘ dır ( 1042-1069) .
Ebul Amr Abbad , babasının Endülüs ‘ te bir berberî krallığına karşı açtığı savaşı kazanır ve
ülkesini bir hayli genişletir .
Yaptığı parçalamaları haklı göstermek için öldürülmüş Hişam 2 adlı sahte bir emevi halifesi
adına hareket ettiğini söyler .
Üçüncü hükümdarı ise 2. Muhammed ( Abbad ‘ ın oğullarından ) dir ( 1069 ) .
İspanya ‘ nın güneybatı bölgesinde geniş bir toprağa hükmeder .
Kastilyalı Alphonso 6 ‘ ya karşı haraç vermek durumunda kalır .
Fas sultanı Yusuf bin Taşfin ‘ den yardım ister .
Fas sultanı İşbiliye bölgesini bu sebeple ele geçirir .
Ebul Amr Abbad – Ebu Mutadid adıyla ; 2. Muhammed de Ebu Mutemid adıyla anılır .
Ebu Mutemid , Fas ‘ a sürülür ve orada ölür .
Abbadoğullarının hikayesi de böylece biter .
04.04.2011 02:15
Yazan : Tarık Tümlü adında bir zatı muhterem .

ÂBÂN AYININ ÖZELLİKLERİ

ÂBÂN AYININ ÖZELLİKLERİ
Âbân ayı : İran takvimine göre güneş yılının sekizinci ayına verilen addır .
Aynı takvime göre her ayın onuncu gününe verilen ad da âbândır .
Âbân kelimesi Farsça ‘ dan gelir .
İran hükümdarı Cemşid , Selçuklu hükümdarı Celaleddin Melikşah zamanında kabul edilen güneş yılı
takvimine göre ( Celali takvimi de denilir .) rumî teşrinievvel ( ekim ) , miladi ağustos aylarının karşılığıydı .
Bu ayda güneş akrep burcunda olur .
İran ve celali takvimlerine göre hafta dağıtımı olmadığı için her ayın onuncu gününe de âbân denirdi .
Bu kelimenin yaratacağı karışıklığı önlemek üzere , ay için Farsça ‘ da “ âbân – mâh “ , gün için “ âbân
– rûz “ kelimeleri kullanılırdı .
Celali takvimine göre ilkbaharın ilk ayı Ferverdin ( Mart ) ayının onuncu gününe de “ âbân – gâh “
denilir ve bu günde yağmur yağarsa erkekler , yağmazsa kadınlar için bu gün uğurlu sayılırdı .
21.05.2011 00:20
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim adamı .